You are here
2023: Emekçilerin İsyan Fırtınası Sürüyor, Kapitalizmin Esaret Zincirlerini Kıralım!
31.12.2022
2022’yi geride bırakıyoruz. Bir zaman döngüsü kapanıp yenisi açılıyor. Geride bıraktığımız 2022’de tüm dünyada işçi ve emekçiler aynı sorunlarla boğuştular, öfkelerini, taleplerini farklı dillerde benzer sloganlarla ortaya koydular. “Artık Yeter!” diye haykırdılar.
2022’de toplumsal eşitsizlik büyümeye devam etti, 3 bin süper zenginin toplam serveti 11 trilyon 800 milyar dolara yükseldi. Bu zenginler, 8 milyar insanın yaşadığı dünyanın gayri safi hâsılasının yüzde 11,8’ini ellerinde tutuyorlar. Fakat aynı anda 1 milyar insan açlık çekiyor, çok daha fazlası beslenme sorunuyla boğuşuyor. Rusya-Ukrayna cephesiyle büyüyen emperyalist savaş dünya emekçilerinin yaşamını derinden etkilemeye devam ediyor. Göç krizi, ekolojik kriz, ekonomik kriz, yükselen enflasyonla birlikte derinleşip genişleyen yoksulluk çukuru, işsizlik, depresyon, kadın cinayetleri… Tıkanıp gerileme evresine girmiş olan kapitalist sömürü düzeni, insanlığın başına büyük belalar açmaya, can yakmaya devam ediyor. Böyle adaletsiz ve çürümüş bir düzen insanlığa ne verebilir? İnsanlık böyle bir düzen altında yoluna devam edebilir mi?
Kapitalizm olarak adlandırdığımız bu ekonomik ve siyasi düzen çürümüş, tarihsel ömrünü yani “kullanım süresini” doldurmuştur, artık yıkılmalıdır ve sınıfların, sömürünün olmadığı, barış ve özgürlük dolu sosyalist bir dünya kurulmalıdır. İnsanlık, tarihinin en büyük dönemeç noktasına gelmiş bulunuyor. Ancak insanlık gelip durduğu dönemeci alamadığı için teknoloji ve üretici güçler kapitalist efendilerin elinde yıkıcı bir güce, bir kâbusa dönüşüyor. Sorunlar büyüyüp girdap haline geliyor, sarsıcı krizler birbirini takip ediyor. İşte bu yüzden dünya işçi sınıfının tahammül sınırları daralıyor, öfkesi artıyor. Nitekim dünya genelinde sürüp giden emekçi isyanları ve ayaklanmaları bu adaletsiz ve çürümüş düzene verilmiş bir tepkidir.
Türkiye’de de işçilerin, köylülerin, esnafın, emeklilerin, emekçi kadınların, öğrencilerin, kısacası toplumun geniş emekçi kesimlerinin hoşnutsuzluk ve öfkesi artıyor. Kapitalizmin açmazı, Türkiye’de ifadesini baskıcı rejimle buluyor. Rejim, baskı ve zorbalığı arttırarak, işçilerin mücadelesini engelleyerek, grevleri yasaklayarak, kadınlara, öğrencilere, muhaliflere saldırarak varlığını uzatmaya çalışıyor. Toplumu atomize etmeye, yalan ve manipülasyonlarla emekçileri oyalamaya çalışıyor. Fakat artan işsizlik, yoksullaşma ve hayat pahalılığı nedeniyle yaşamları daha da zorlaşan emekçileri bu yalanlarla teskin etmek gün geçtikçe zorlaşıyor. İşçi ve emekçilerin hoşnutsuzluğu arttıkça eylemleri de artıyor.
İster Türkiye’de isterse ABD’de yaşasın, kendi toplumundaki sorunların çözülmesini isteyen bir işçi, aynı zamanda dünyadaki sorunların çözülmesini de istemek zorundadır. Hedefine kapitalizmi koymak, dünya işçi sınıfının kapitalizme karşı mücadelesine güç vermek zorundadır. Çünkü küresel bir toplumda yaşıyoruz ve tarihin hiçbir döneminde olmadığı şekilde insanlığın kaderi ortaklaşmış durumdadır. İnsanlığın ihtiyacı ayağındaki prangayı, kapitalizmin esaret zincirlerini kırarak geleceğe doğru yol almaktır.
İşçi sınıfının mücadele saflarında, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya için ter akıtanlara selam olsun. Grev ve direniş alanlarında emeğin onurlu mücadelesini yükseltenlere selam olsun! Dünyanın dört bir tarafında isyan fırtınaları estiren tüm sınıf kardeşlerimize selam olsun! Dünya emekçilerinin isyan fırtınası sürüyor. Savaşsız, sömürüsüz, barış ve özgürlük dolu bir dünya için kapitalizmin esaret zincirlerini kıralım!