You are here
Yeni yılda da değişen bir şey yok!
İkitelli’den işsiz bir işçi
Merhaba dostlar,
Kapitalist toplumda insanlara sunulan, tüketim çılgınlığının doruk noktasına vardığı “özel günler” vardır. Toplumun dinsel inançları ve geleneksel yapılarına göre bu “özel günler”de çeşitli kutlamalar yapılır. Bu yıl, İslam toplumu için dini bir bayram olan Kurban Bayramı ile Hıristiyan toplumunun Yılbaşı kutlamaları aynı akşama geldi. İslam toplumunda kurbanlar kesildi, Kuran-ı Kerim okundu, bayram namazları kılındı. Hıristiyan toplumunda ise yeni yıl kutlamaları şenlik havasında, alkollü içeceklerin bol tüketildiği, yenilip içildiği bir gece oldu. Türkiye gibi ülkelerde böyle iki önemli toplumsal günün çakışması tartışmalara da neden oldu. Yok efendim dini bayramda içki içilir mi? Kurban etiyle içki içmek çok günah gibi. Aslında Türkiye’de yılbaşı akşamı hemen hemen her evde yeni yıl hazırlığı yapıldı. Her aile kendi ekonomik güçlerine göre bir hazırlık yaptı ve 2007’nin gelişini kutladı. Yeni yıl ile ilgili herkes dileklerde bulundu; esenlik, sağlık, mutluluk, refah...
Sizce 2006 yılına girilirken hangi dileklerde bulunmuştu insanlar? Tabii ki aynı dilek ve temenniler. Geçmiş yıllarda gerçekleşmeyen dilek ve temenniler yeni yılda gerçekleşecek mi? Hayır. Geçen yılki bütün temennilere rağmen emperyalist savaş yayılarak bugün hâlâ devam ediyor, insanlar açlıktan ölüyor; işsizlik ve yoksulluk gittikçe artıyor, parasızlıktan insanlar tedavi olamıyor, çocuklarını okula gönderemiyor, sokakta yaşayan insan sayısı her geçen gün artıyor, çocuklar okul yerine işe gitmek zorunda kalıyor; toplumda fuhuş, hırsızlık, gasp artıyor; işçilerin yaşam koşulları ve iş koşulları gittikçe ağırlaşıyor; işçi haklarına saldırılıyor, faşizan yasalar çıkarılıyor vs. vs. Tüm iyi temenniler sonucu gerçekleşenler bunlar! Çok ilginçtir; aynı temenniler dini bayramlarda da yapılır. Ama sonuç değişmiyor: fatura toplumun ezilen ve sömürülen sınıflarına kesiliyor.
Oysa burjuvazinin dilek ve temennileri gerçekleşiyor. Gelen yeni yıl ya da dini bayramdaki dilekler gerçekleşirken, senin dinsel kimliğine değil sınıfsal kimliğine ve örgütlü gücüne bakıyor. Burjuvazinin yeni yıldan beklentisi; daha fazla kâr sağlamak, işçi sınıfını daha fazla sömürmek, sosyal hakları geri almak, yeni yatırımlar yapmak, bunun için gerekirse dünyayı yok edecek savaşların koşullarını hazırlamak...
Bugün Irak’ta, Filistin’de, Lübnan’da, Somali’de yürüyen savaşın sadece bu bölgelerle sınırlı kalmayacağı kesindir. Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren Amerikan burjuvazisi yeterince tatmin olmamış, istediği sonucu henüz alamamıştır. Gelecek günler, uygarlığın beşiği olarak bilinen Mezopotamya topraklarından çok daha geniş alanlara yayılacak büyük bir emperyalist savaşa sahne olacağa benzemektedir. Akacak olan kan ve gözyaşı, bu topraklarda yaşayan insanların ne yeni yıl dilekleri ne de bayram temennileridir.
Emperyalistler arasındaki savaşta ölecek olan ya da sakat kalacak olan işçi ve emekçi çocuklarıdır. Kazanansa burjuvazi olacaktır. Son şırasını da vermek için ezilen üzüm gibi işçi ve emekçi kitleler burjuvazi tarafından kaynayan savaş kazanının içine atılmak istenmektedir. Fabrikalarında, işyerlerinde posası çıkarılana kadar sömürdükleri yetmiyormuş gibi, burjuvalar kendi aralarındaki savaşa da işçileri sürüklemek istiyorlar. Bunun için özellikle milliyetçilik zehri ile kitleleri zehirlemekteler. Dinsel ayrılıklar körüklenerek kitleler karşı karşıya getirilmekte. Oysa burjuvazi işçileri sömürürken dini kimliğine bakmamakta. İşveren seni sömürürken dinsel, mezhepsel, milletsel kimliğine değil sınıfsal kimliğine bakmaktadır. Savaş durumunda ise seni yanında görmek istemektedir. Çünkü senin desteğini alamaması demek paylaşım savaşında cepheye seni ve çocuklarını gönderememesi demektir.
Yeni yıla girerken Ortadoğu semalarını aydınlatan havai fişek gösterileri değil, halkın üzerine yağan bombalardı. 2006’da yaşananlar yeni yılda da yaşanmaya devam ediyor. Müslüman olan bölge halkı dini bayramlarını ölüm korkusu içinde kutladı. Halk geçen bayramda böyle bir temennide mi bulunmuştu? Kesinlikle hayır! Ama gelinen sonuç ortada. Nasıl ki, işyerlerinde patronlar işçileri din, dil, ırk ve cinsiyet temelinde bölüp karşı karşıya getiriyorsa savaş gibi durumlarda da karşı karşıya getirmektedir. Dünya işçi ve emekçi halkları “medeniyetler çatışması” adı altında karşı karşıya getirilmek istenmektedir. Oysa koruyacak bir mülkiyeti olmayan, yaşayabilmek için emek gücünden başka hiçbir şeyi olmayan işçiler burjuva ideolojisinin yaratmış olduğu bilinç bulanıklığı nedeniyle yürüyen emperyalist savaşa hayır diyememektedir.
İşçi sınıfı tarihsel hafızasını kaybetmiştir. İşçi ve emekçilere tarihsel hafızasını kazandırmadan onlardan bir şey beklemek hayal olur. Ezilen sınıfın unsurları ne zaman kendi sınıfsal çıkarları temelinde mücadele etmeye başlarsa, işte o zaman gelecekle ilgili dilek ve temennileri gerçekleşmeye başlayacaktır. Burjuva ideolojisinden kurtulduğu oranda toplumun çoğunluğu güzel günler görecektir. İşçi sınıfının ve toplumun ezilen diğer kesimleri, ne zaman proletaryanın enternasyonalist bayrağı altında birleşirse işte o zaman kendi kurtuluşunu sağlayacaktır. Ve işte o zaman kan ve gözyaşının yerini mutlu günler alacaktır.
Emperyalist Savaşa Hayır!
Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin!
Cabbar’ın ümitsiz umudu
Son Eklenenler
- رسانه های بورژوازی ادعا می کنند که ویروس کرونا هیچ تبعیضی بین ثروتمندان و فقرا نمی گذارد. آنها این ایده را تبلیغ می کنند که همه گیری دارای طبیعت فوق طبقه ای است. برای این منظور ، آنها به عمد برخی از افراد مشهور را به عنوان افراد مبتلا به کوید نوزده...
- ميادين خالی است ، خيابان ها ساکت هستند ... تصويری از متروک شدگی ، بزرگترين شهرهای جهان را تحت الشعاع قرار می دهد! در بسياری از کشورها شاهد اعلام وضعيت اضطراری هستيم. همراه با اعلاميه های "ما با ويروس کرونا در حال جنگ هستيم" آنها اعلام می کنند : "...
- ما عمیقاً از شنیدن خبر غیرمنتظرۀ قتل شاهرخ زمانی، فعال کارگری سوسیالیست در روز ۱۳ سپتامبر در زندان رجایی شهر کرج به دست رژیم ایران متأسف شدیم. در این جا به خانواده و رفقای او تسلیت می گوییم و باری دیگر رژیم اسلامی ایران را که مستقیماً مسئول مرگ او...
- روز ۲۹ ژانویه، هزاران نفر از کارگران فلزکار اعتصاب خود را علیه اتحادیۀ کارفرمایان MESS (اتحادیۀ صنعتگران فلزکار) آغاز نمودند. این اعتصاب را «اتحادیۀ کارگران متحد فلزکار» (Birleşik Metal-İş ) سازماندهی کرد که شاخۀ وابستۀ DİSK (کنفدراسیون اتحادیه های...
- معلمان از طریق کانون صنفی خود جهت کسب بخشی از مطالبات خود و همچنین اعتراض به حقوق پایمال شده دانش آموزان و خانواده ها از طریق حمله خصوصی سازی به آموزش و بهداشت رایگان که کل جامعه بخصوص طبقه کارگر و زحمتکشان را هدف ستم و بهره کشی مضاعف قرار داده است...
- بهنام ابراهیم زاده، فعال کارگری ایرانی و عضو کمیتۀ پیگیری ایجاد تشکل های کارگری و همچنین فعال حقوق کودک، در تاریخ سوم دسامبر اعتصاب غذای خود را آغاز کرد. او به 5 سال زندان محکوم شده و از ژوئن سال 2010 به این سو در حبس بوده است. در تاریخ 3 دسامبر،...
- کارگران، برادران و خواهران! ما کارگرانی هستیم که روز و شب با مشقت کار می کنیم، تمام ثروت ها را ما تولید می کنیم. همه چیز روی دستان خود ما بنا می شود. ما کسانی هستیم که آسمان خراش ها را بالا می بریم، تونل ها را باز می کنیم، و سینۀ معادن زغال را می...
- همانطور که مستحضر هستید اعتصاب کارگران معدن سنگ اهن بافق وارد فاز جدیدی از مبارزه شده است ودر روزهای گذشته کارفرما و حامیان سرمایه در معدن سنگ اهن بافق یک بار دیگر با دسیسه چینی ،پرونده سازی ،تهدید وصادر کردن قرار بازداشت دهها نفر از کارگران معترض...
- ما کارگران و نمایندگان کارگری که هم اکنون به دلیل فعالیت های کارگری و اقدام در جهت ایجاد تشکل های مستقل کارگری توسط جمهوری اسلامی دستگیر و به دنبال اتهامات ساختگی و ضد کارگری زندانی شده ایم می دانیم که حکومت های سرمایه داری در تمامی جهان علیه...
- در پاسخ به فراخوان اتحادیه های کارگری برزیل کارگران مبارز و آگاه اعتصاب کننده در برزیل، اتحادیه¬های کارگری متعهد و مسئول به جنبش کارگری در برزیل سندیکاهای رشته های آموزش، بهداشت، زمین¬های کشاورزی و خانه
- روز سیزدهم ماه مه، نظام استثمار و بهره کشی سرمایه داری، جان قریب به 300 کارگر معدن زغال سنگ را گرفت و نام آن را «حادثۀ» سوما، شهری در غرب ترکیه، گذاشت. امروز هنوز تعداد نامعلومی از کارگران در زیر آوار به دام افتاده اند. این کشتار، بزرگترین «حادثۀ...
- کارگران و مردم آزادیخواه ترکیه، وقتی خبر کشته شدن معدنچیان سوما در استان مانیسا را بر اثر انفجار معدن سوما در تاریخ 13/5/2014 شنیدیم با دل و جان منقلب شده، گریستیم ، یکبار دیگر سرمایه داران جان صدها کارگر ( تا کنون 300 نفر) را گرفتند.
- در تاریخ ۲۸ فروردین ۱۳۹۳ زندانیان سیاسی و کارگری بند ۳۵۰ اوین به طور ددمنشانهای مورد ضرب و شتم قرار گرفتند. غلامحسین اسماعیلی رئیس سازمان زندانها یکی از جنایتکاران اصلی نیز اراجیفی در جهت تکذیب ضرب و شتم زندانیان که به هیچ عنوان پنهان کردنی نیست...