You are here
Sömürüsüz bir dünya kurmak için örgütlenelim
Gebze’den işsiz bir işçi
Merhaba arkadaşlar,
Bugün size kendi fabrikamda sendikal mücadele ile ilgili yaşanan süreci anlatmak istiyorum. Kanımca bu tür durumlarda neler yapılması konusunda yararlı olacaktır.
Ben fabrikada 16 ay çalıştım ve yakın bir zamanda işten çıkarıldım. Sebep ise verimsizlik diye söylendi. Tabii bu koca bir yalan. Gerçek sebep başka konular. Bu fabrikada işçiler ortalama asgari ücretle çalıştırılıyor. Mesaide çeyrek ekmek veriliyor. Mesaiye kalınca tek servisle bütün güzergâhları dolaşarak eve varabiliyorsunuz. Kısacası yoğun bir sömürü yaşanıyordu. En sonunda işçiler, madem patron bizim halimizi düzeltmeyecek biz ondan almalıyız deyip bir sendikaya gidiyorlar. Ben yeni girmiştim fabrikaya, daha doğru dürüst kimseyi tanımıyordum. Duyar duymaz ne yapabiliriz diyerek bu işi başlatan insanlarla konuştum. Onlara yaptıkları işin çok onurlu bir iş olduğunu fakat yanlış bir sendika seçtiklerini, buraya gidersek değişen fazla bir şeyin olmayacağını söyledim. Arkadaşlar beni solculuk yapmakla, işi yokuşa sürmekle suçlayıp neredeyse düşman ilan ettiler. Ama ben bildiklerimin doğruluna inandığım için sürekli onların yaptıkları yanlışları söylemekten kaçınmadım. Sonunda sendika geldi. Olay duyulur duyulmaz patron toplantılar yapmaya başladı. Şunu anlatıyordu patron: Bu fabrikayı birlikte kurduk böyle giderse de birlikte batıracağız. Ama sakın yanlış anlamayın, size kızmadım, bu sizin hakkınız ama bana söylemediğiniz için kızgınım sadece. Ben bunları duyunca çok şaşırdım, acaba dedim başka bir dünyada mıyım? Patron sendikaya gittiğinizi bana neden söylemediniz diyor!
Sonra kendi bölümümdeki arkadaşlar beni temsilci adayı seçtiler. Sen bu konularda bilgilisin, bizi savunacak kişi sen olmalısın dediler. Ben de eğer sonuna kadar bu desteği sunarsanız ben elimden geleni yaparım dedim ve işe koyulduk. Sendika yetki aldıktan sonra bölümümün üretim müdürü birilerini içeri çekip “o arkadaşı temsilci olarak istemiyorum” demiş, onlar da çeşitli bahaneler sunup tamam biz de onu istemiyoruz demişler. Ben olayı duyduktan sonra hemen toplantı yapıldı. Bütün arkadaşlar toplanmıştı, en güvendiğim arkadaşım olayı anlattı böyle bir durum var diye ve diğer işçi arkadaşlar da biz sonuna kadar senin arkandayız dediler. Arkadaşım, burada dediklerinizi üretim müdürünün yanında da söyleyebilir misiniz diye sorunca, “ne demek söyleriz tabii” yanıtı geldi. Ama gerçek öyle olmayacaktı, bunu biliyordum, sonuçta destek olmayınca ben de çekilmek zorunda kaldım. Sonunda başka makinelere verildim ve nihayetinde de işten atıldım.
Yeni seçilen temsilci iyi biri olmasına rağmen işçiler tarafından denetlenmeyince o da sendika bürokrasisinin hamuruna karıştı. İşçi arkadaşlar onca problem yaşarken, temsilci patronun sözcüsü haline geldi. Bu çok vahim bir durum aslında. ‘80 öncesi işçiler masaya yumruğunu vurduklarında istediklerini alıyorlardı. Şimdi ise işçi hareketi geri bir konumda olduğu için sendika bürokrasisi ta temsilcilere kadar nüfuz etti. Şunu söylemek istiyorum, işçi sınıfının mücadelesine inanmış, bu işi bir hayat tarzı olarak kabul etmiş bilinçli işçiler fabrikalarda etkin olmalılar. Eğer bu süreci erken duyabilseydik yapılacak çok şey olabilirdi. Sonuçta işçiler sarı sendika olan Türk-Metal’e gittiler. Patron, nimet olarak gördüğü bu sendikaya pek fazla sorun çıkarmadı ve sonunda sendikacılarla masada anlaştılar. Verilen onca söz de toz bulutu olup uçtu. Sonra işçi arkadaşlar dönüp düşman olarak gördükleri bana, sen haklıymışsın dediler. Evet, ben haklıydım ama artık geç, şimdi önümüze bakmalıyız dedim. Sakın bu anlattıklarım işçi arkadaşlarda karamsarlık yaratmasın. Hatalar olmadan doğruların önemi ortaya çıkmıyor. Ama doğruyu öğrenmek için her seferinde hata yapmak da gerekmiyor.
Sorun gerçekten çaba gösterip, işçiler olarak örgütlenip, tüm bu sömürüyü ortadan kaldırmak. Bunun için işçiler olarak tarihte yaşadığımız ya da bugün çeşitli fabrikalarda ve ülkelerde yaşanan süreçlerden doğru dersler çıkarıp, sömürüsüz bir dünyanın kurulması için işçi sınıfı mücadelesindeki yerimizi almalıyız. Aslında her seferinde söylediğimiz gibi ya örgütlenip bütün dünyayı bu lanet olası sistemden kurtaracağız ya da dünya ile birlikte tüm insanlık ve doğanın yok oluşunu seyredeceğiz. Başka bir seçenek yok.
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
Yaşasın Dünya İşçi Sınıfı!
Son Eklenenler
- رسانه های بورژوازی ادعا می کنند که ویروس کرونا هیچ تبعیضی بین ثروتمندان و فقرا نمی گذارد. آنها این ایده را تبلیغ می کنند که همه گیری دارای طبیعت فوق طبقه ای است. برای این منظور ، آنها به عمد برخی از افراد مشهور را به عنوان افراد مبتلا به کوید نوزده...
- ميادين خالی است ، خيابان ها ساکت هستند ... تصويری از متروک شدگی ، بزرگترين شهرهای جهان را تحت الشعاع قرار می دهد! در بسياری از کشورها شاهد اعلام وضعيت اضطراری هستيم. همراه با اعلاميه های "ما با ويروس کرونا در حال جنگ هستيم" آنها اعلام می کنند : "...
- ما عمیقاً از شنیدن خبر غیرمنتظرۀ قتل شاهرخ زمانی، فعال کارگری سوسیالیست در روز ۱۳ سپتامبر در زندان رجایی شهر کرج به دست رژیم ایران متأسف شدیم. در این جا به خانواده و رفقای او تسلیت می گوییم و باری دیگر رژیم اسلامی ایران را که مستقیماً مسئول مرگ او...
- روز ۲۹ ژانویه، هزاران نفر از کارگران فلزکار اعتصاب خود را علیه اتحادیۀ کارفرمایان MESS (اتحادیۀ صنعتگران فلزکار) آغاز نمودند. این اعتصاب را «اتحادیۀ کارگران متحد فلزکار» (Birleşik Metal-İş ) سازماندهی کرد که شاخۀ وابستۀ DİSK (کنفدراسیون اتحادیه های...
- معلمان از طریق کانون صنفی خود جهت کسب بخشی از مطالبات خود و همچنین اعتراض به حقوق پایمال شده دانش آموزان و خانواده ها از طریق حمله خصوصی سازی به آموزش و بهداشت رایگان که کل جامعه بخصوص طبقه کارگر و زحمتکشان را هدف ستم و بهره کشی مضاعف قرار داده است...
- بهنام ابراهیم زاده، فعال کارگری ایرانی و عضو کمیتۀ پیگیری ایجاد تشکل های کارگری و همچنین فعال حقوق کودک، در تاریخ سوم دسامبر اعتصاب غذای خود را آغاز کرد. او به 5 سال زندان محکوم شده و از ژوئن سال 2010 به این سو در حبس بوده است. در تاریخ 3 دسامبر،...
- کارگران، برادران و خواهران! ما کارگرانی هستیم که روز و شب با مشقت کار می کنیم، تمام ثروت ها را ما تولید می کنیم. همه چیز روی دستان خود ما بنا می شود. ما کسانی هستیم که آسمان خراش ها را بالا می بریم، تونل ها را باز می کنیم، و سینۀ معادن زغال را می...
- همانطور که مستحضر هستید اعتصاب کارگران معدن سنگ اهن بافق وارد فاز جدیدی از مبارزه شده است ودر روزهای گذشته کارفرما و حامیان سرمایه در معدن سنگ اهن بافق یک بار دیگر با دسیسه چینی ،پرونده سازی ،تهدید وصادر کردن قرار بازداشت دهها نفر از کارگران معترض...
- ما کارگران و نمایندگان کارگری که هم اکنون به دلیل فعالیت های کارگری و اقدام در جهت ایجاد تشکل های مستقل کارگری توسط جمهوری اسلامی دستگیر و به دنبال اتهامات ساختگی و ضد کارگری زندانی شده ایم می دانیم که حکومت های سرمایه داری در تمامی جهان علیه...
- در پاسخ به فراخوان اتحادیه های کارگری برزیل کارگران مبارز و آگاه اعتصاب کننده در برزیل، اتحادیه¬های کارگری متعهد و مسئول به جنبش کارگری در برزیل سندیکاهای رشته های آموزش، بهداشت، زمین¬های کشاورزی و خانه
- روز سیزدهم ماه مه، نظام استثمار و بهره کشی سرمایه داری، جان قریب به 300 کارگر معدن زغال سنگ را گرفت و نام آن را «حادثۀ» سوما، شهری در غرب ترکیه، گذاشت. امروز هنوز تعداد نامعلومی از کارگران در زیر آوار به دام افتاده اند. این کشتار، بزرگترین «حادثۀ...
- کارگران و مردم آزادیخواه ترکیه، وقتی خبر کشته شدن معدنچیان سوما در استان مانیسا را بر اثر انفجار معدن سوما در تاریخ 13/5/2014 شنیدیم با دل و جان منقلب شده، گریستیم ، یکبار دیگر سرمایه داران جان صدها کارگر ( تا کنون 300 نفر) را گرفتند.
- در تاریخ ۲۸ فروردین ۱۳۹۳ زندانیان سیاسی و کارگری بند ۳۵۰ اوین به طور ددمنشانهای مورد ضرب و شتم قرار گرفتند. غلامحسین اسماعیلی رئیس سازمان زندانها یکی از جنایتکاران اصلی نیز اراجیفی در جهت تکذیب ضرب و شتم زندانیان که به هیچ عنوان پنهان کردنی نیست...