You are here
Son boykot kapitalizme!
Gazi Mahallesinden bir öğrenci
Haksızlıklara ve ayrımcılığa karşı sessiz kalmak, baskı yokmuş gibi davranmak sadece kendimizi kandırmaktır; sürünün bir parçası olduğumuzu kabul etmektir. Bilincimizin kontrolünü egemenlere teslim etmektir. Fakat bu kabulleri bilinçli yaptığımız söylenemez. Çünkü bilincimiz bugünkü koşullarda hemen her gün kapitalizm tarafından medya gibi ideolojik araçlarla bombardıman ediliyor. Dumura uğramış beyinlerimiz bu etkiyi tümüyle emecek bir kalkana ancak eğitimle sahip olabilir. Kalkanın sağlamlığını koruyabilmek, çatlak oluşmasını engelleyebilmek bu eğitimin sürekli kılınmasına bağlıdır. Bu kalkan tabii ki elektronik bir kalkan değil. Bireyin egemen fikirleri reddiyle başlayan ama yerine sömürünün hiçbir biçiminin olmadığı bir dünya hedefini koyan fikirlerdir. Bu fikirler ifadelerini en iyi şekilde Marksizmde bulurlar. Birey, kendi başına değil ama kendi gibi birçok bireyle ve örgütlü hareket etmeyi başardığında kapitalizm karşısında ilk zaferi de kazanmış olacaktır.
Bu süreç ancak tetiklenmeyle başlayabiliyor. Yani birilerinin yüzümüze karşı, “kardeşim her gün televizyonda, gazetede gördüğün savaş görüntülerine nasıl oluyor da ses çıkarmıyorsun? Bu savaşların patronların cebinin şişmesi için yapıldığını bilmiyor musun? Cepheye savaşmak üzere gönderilenlerin kendileri değil bizim gibi emekçilerden oluşması dikkatini çekmiyor mu? Milliyetçilik zehrini kullanarak seni kendi politikalarına alet ettiklerinin farkında değil misin? İstediklerini elde etmek için deri renginden mezhep farkına kadar, hatta tutulan futbol takımına kadar her türlü farklılığın toplumun birbirine düşmanlaştırılması için kullanıldığını görmüyor musun?” gibi soruları başımıza kakması gerekiyor! Eğer sonuna kadar dinleyebilirsek, bugüne kadar bildiklerimizin yanlış olduğunu öğrenmeye başladığımızı görürüz. Eski fikirleri bilincimizde “boykot” edip onları kusarak dışarı atmamız gerekir o zaman. Boşalan yerler tekrar aynı şeylerle dolmadan yerine doğru fikirleri koymamız için emek harcamak gerekecek bu aşamada.
Derneğimizde gerçekleştirilen etkinlikler, bilinçlerdeki yamuklukların düzeltilmesi, boşlukların doğru fikirlerle dolması için önemli birer araçtır. Geçtiğimiz pazar günü derneğimizin Gazi Temsilciğinde yapılan film etkinliğinin de öyle bir işlevi oldu. İzlediğimiz Boykot filmi, Meksika asıllı Chicanoların 1968 yılında maruz kaldıkları baskılar karşısında yürüttükleri mücadeleyi anlatıyordu. Chicano öğrencilerin ancak yüzde 2’sinin üniversitede okuma hakkı vardı. Chicanolar diğer öğrencilerle aynı tuvaleti kullanamıyor, sınıfta kendi dilleriyle konuştuklarında aşağılanarak dövülüyor, okulun temizlik işlerini yapmakla cezalandırılıyorlardı. Bu uygulamalardan herhangi birine karşı gelmek doğrudan okuldan atılmak için yeterli bir neden olarak görülüyordu.
Bu baskılardan bunalan Chicano öğrenciler, sorunlarını anlatan ve buna karşı tepkiyi ölçen bir anket yapıp sonuçlarını okul yönetimine ilettiler. Sonuçta tabii ki dikkate alınmadılar. Hatta öğrenciler kendilerini riske atmamaları gerektiği konusunda uyarıldılar. Buna karşı öğrenciler, “yüzde iki olan kotanın yükseltilmesi, aşağılamanın ve dayakla cezanın kaldırılması, temizlik işlerinin öğrencilere ceza olarak yaptırılmaması” talepleriyle dersleri boykot etme kararı aldılar. Sabah derse gidip saat 9’u vurduğu anda dersliklerden çıkacaklardı. İlk baştaki kararsızlık öğrencilerin “boykot” nidalarıyla kırıldı. Derslikleri boşaltan öğrenciler sokaklara akıyor, taleplerini içeren dövizlerini polisin ve ABD egemenlerinin yüzüne karşı sallıyorlardı. Boykot boyunca polis şiddetine göğüs gerdiler, arkadaşlarından birkaçıysa tutuklandı. Boykotun başında toplumun diğer kesimlerinden henüz ses çıkmadığı için bir süre sonra filmin başrol oyuncusu Poula da umutsuzluğa kapıldı. Fakat aileler ve işçiler boykota destek vermeye başladıklarında okul yönetimi ve eyalet, öğrencilerin taleplerini dikkate almak zorunda kaldı. Tutuklama furyası da bu aşamadan sonra boşa çıktı ve tutukladıklarını serbest bırakmak zorunda kaldılar. Chicanolar örgütlü hareket etmenin karşılığını taleplerini kabul ettirerek aldılar.
İşçi hareketinin toplumun tüm kesimlerini etkilediği ‘68 hareketinden önce 1955 yılında yine ABD’de siyahlar, otobüslerde ve lokantalarda maruz kaldıkları ayrımcı baskıları protesto etmek için otobüsleri boykot etmişlerdi. Siyahların büyük bir kararlılıkla sürdürdükleri mücadele, bir yılın sonunda otobüslerde ve lokantalarda ırkçı-ayrımcı uygulamaların kalkmasıyla sonuçlanmıştı. Siyahların bu mücadelesi Chicanoların 68’deki mücadelesi için önemli bir esin kaynağı olmuştu.
Milliyetçilik dalgasının iyice yükseltildiği bir dönemden geçiyoruz. Bu dalgayı kapitalizme karşı bir Tsunamiye çevirmek, bilincimizi doğru şekillendirmekle mümkün olabilecektir. Bunun için UİD-DER’in kapısını daha çok aşındırmamız ve içine sığamayacak duruma gelebilmemiz gerekiyor.
“Demiryolu Devrimi”
Son Eklenenler
- رسانه های بورژوازی ادعا می کنند که ویروس کرونا هیچ تبعیضی بین ثروتمندان و فقرا نمی گذارد. آنها این ایده را تبلیغ می کنند که همه گیری دارای طبیعت فوق طبقه ای است. برای این منظور ، آنها به عمد برخی از افراد مشهور را به عنوان افراد مبتلا به کوید نوزده...
- ميادين خالی است ، خيابان ها ساکت هستند ... تصويری از متروک شدگی ، بزرگترين شهرهای جهان را تحت الشعاع قرار می دهد! در بسياری از کشورها شاهد اعلام وضعيت اضطراری هستيم. همراه با اعلاميه های "ما با ويروس کرونا در حال جنگ هستيم" آنها اعلام می کنند : "...
- ما عمیقاً از شنیدن خبر غیرمنتظرۀ قتل شاهرخ زمانی، فعال کارگری سوسیالیست در روز ۱۳ سپتامبر در زندان رجایی شهر کرج به دست رژیم ایران متأسف شدیم. در این جا به خانواده و رفقای او تسلیت می گوییم و باری دیگر رژیم اسلامی ایران را که مستقیماً مسئول مرگ او...
- روز ۲۹ ژانویه، هزاران نفر از کارگران فلزکار اعتصاب خود را علیه اتحادیۀ کارفرمایان MESS (اتحادیۀ صنعتگران فلزکار) آغاز نمودند. این اعتصاب را «اتحادیۀ کارگران متحد فلزکار» (Birleşik Metal-İş ) سازماندهی کرد که شاخۀ وابستۀ DİSK (کنفدراسیون اتحادیه های...
- معلمان از طریق کانون صنفی خود جهت کسب بخشی از مطالبات خود و همچنین اعتراض به حقوق پایمال شده دانش آموزان و خانواده ها از طریق حمله خصوصی سازی به آموزش و بهداشت رایگان که کل جامعه بخصوص طبقه کارگر و زحمتکشان را هدف ستم و بهره کشی مضاعف قرار داده است...
- بهنام ابراهیم زاده، فعال کارگری ایرانی و عضو کمیتۀ پیگیری ایجاد تشکل های کارگری و همچنین فعال حقوق کودک، در تاریخ سوم دسامبر اعتصاب غذای خود را آغاز کرد. او به 5 سال زندان محکوم شده و از ژوئن سال 2010 به این سو در حبس بوده است. در تاریخ 3 دسامبر،...
- کارگران، برادران و خواهران! ما کارگرانی هستیم که روز و شب با مشقت کار می کنیم، تمام ثروت ها را ما تولید می کنیم. همه چیز روی دستان خود ما بنا می شود. ما کسانی هستیم که آسمان خراش ها را بالا می بریم، تونل ها را باز می کنیم، و سینۀ معادن زغال را می...
- همانطور که مستحضر هستید اعتصاب کارگران معدن سنگ اهن بافق وارد فاز جدیدی از مبارزه شده است ودر روزهای گذشته کارفرما و حامیان سرمایه در معدن سنگ اهن بافق یک بار دیگر با دسیسه چینی ،پرونده سازی ،تهدید وصادر کردن قرار بازداشت دهها نفر از کارگران معترض...
- ما کارگران و نمایندگان کارگری که هم اکنون به دلیل فعالیت های کارگری و اقدام در جهت ایجاد تشکل های مستقل کارگری توسط جمهوری اسلامی دستگیر و به دنبال اتهامات ساختگی و ضد کارگری زندانی شده ایم می دانیم که حکومت های سرمایه داری در تمامی جهان علیه...
- در پاسخ به فراخوان اتحادیه های کارگری برزیل کارگران مبارز و آگاه اعتصاب کننده در برزیل، اتحادیه¬های کارگری متعهد و مسئول به جنبش کارگری در برزیل سندیکاهای رشته های آموزش، بهداشت، زمین¬های کشاورزی و خانه
- روز سیزدهم ماه مه، نظام استثمار و بهره کشی سرمایه داری، جان قریب به 300 کارگر معدن زغال سنگ را گرفت و نام آن را «حادثۀ» سوما، شهری در غرب ترکیه، گذاشت. امروز هنوز تعداد نامعلومی از کارگران در زیر آوار به دام افتاده اند. این کشتار، بزرگترین «حادثۀ...
- کارگران و مردم آزادیخواه ترکیه، وقتی خبر کشته شدن معدنچیان سوما در استان مانیسا را بر اثر انفجار معدن سوما در تاریخ 13/5/2014 شنیدیم با دل و جان منقلب شده، گریستیم ، یکبار دیگر سرمایه داران جان صدها کارگر ( تا کنون 300 نفر) را گرفتند.
- در تاریخ ۲۸ فروردین ۱۳۹۳ زندانیان سیاسی و کارگری بند ۳۵۰ اوین به طور ددمنشانهای مورد ضرب و شتم قرار گرفتند. غلامحسین اسماعیلی رئیس سازمان زندانها یکی از جنایتکاران اصلی نیز اراجیفی در جهت تکذیب ضرب و شتم زندانیان که به هیچ عنوان پنهان کردنی نیست...