You are here
Tuzla'da Patronlara Bir Can Daha Verdik
diğer yazarlar
Tuzla tersaneler bölgesinde gerekli hiçbir önlem alınmadığından, ağır çalışma koşulları ve uzun çalışma saatleri nedeniyle iş cinayetleri devam ediyor. Tersanelerde gerçekleşen son iş cinayetinde, 19 yaşındaki Onur Bayoğlu isimli işçi yaşamını yitirdi. Sedef Tersanesindeki taşeronlardan biri olan Ekol Denizcilikte çalışan Onur Bayoğlu, 14 Ocakta, kaynak yaparken iskeleden gemi ambarına düşerek can verdi. Onur’un çalıştığı bölümde kendisinden başka hiçbir işçi olmadığı için saat kaçta düştüğünü kimse bilmiyor.
O pazartesi günü de Onur’un uykusunun en derin yerindeyken telefonunun saati çalmaya başlamış ve o, saat zilinin ilk çalışında yataktan fırlamıştı. Sıcacık yatağını terk etmek işkenceden farksızdı. Ama kalkıp işe gitmek zorundaydı. Oysa ne uykusunu alabilmişti ne de yorgun bedeni yeteri kadar dinlenebilmişti. Gün ağarmadan evinden çıkıp servise bineceği durağa gitti. Servise binip diğer işçi arkadaşlarıyla işyerinin yolunu tuttular. Uykusunu alamamış işçiler belki servisteki işçi arkadaşlarına bir günaydın bile dememişlerdi. Hiçbiri farkında olmasa da o gün Onur aralarından ayrılacaktı. Onur da başına geleceklerden habersiz katıldı 50 bin tersane işçisinin arasına. İşbaşı oldu, makinelerin uğultusu ortalığı kapladı. Her gün kelle koltukta çalışan 50 bini aşkın işçi çalışmaya başladı.
Akşam iş çıkışında Onur’u serviste göremeyen arkadaşları işyerine geri dönerek onu aradılar. İskelede olmadığını gören arkadaşları bu kez ambara baktılar. Onur’un cansız bedeni ambarın dibindeydi. Arkadaşları soğuk ambarın dibinden Onur’un cansız bedenini yukarı çıkardılar. İlk önce Tuzla Devlet Hastanesine götürüldü Onur’un cesedi. Oradan da gerekli incelemeler yapılmak üzere Adli Tıpa götürüldü. Sanki sebebi belli değilmiş gibi, yapılan incelemenin sonucu, ancak Onur’un mezarı üzerinde bir karış ot bittikten sonra açıklanacak. Tıpkı son birkaç ay içinde iş cinayetlerinde kaybettiğimiz Fatih, Sabri, Ekrem ve diğerlerinde olduğu gibi.
Sermayenin has temsilcisi AKP’nin Çalışma Bakanı Faruk Çelik, geçen seneki ölümler üzerine Tuzla Tersanelerine gelmişti. “Gidip Tuzla tersanelerini müfettişlerle birlikte gezdim, gördüm. Bütün tedbirler alınmış. İşçiler eğitilmiş” diyordu Çelik. İşçilerin üretim için eğitildiği doğru. Eğitilmemiş olsalar her gün aralarından birileri ölmesine rağmen binlerce dolarlık gemileri, yatları üretebilirler mi?
Onur’un genç bedeni toprağın altında yavaş yavaş çürürken, geride kalan işçi arkadaşları da sıra kimde korkusuyla o geminin yapımını tamamlayacaklar. Onur’un düştüğü iskeleye bir başka işçi çıkıp çalışacak. Onur’un kanının döküldüğü ambarı işçi arkadaşları boyayacak. Aralarından daha kaçının Onur gibi aralarından ayrılacağını bilmeden.
Onur Bayoğlu henüz 19 yaşındaydı. Yani yaşamının baharında bir delikanlıydı. Onur Ordu’luydu. Ordu’dan kalkıp ailesiyle birlikte İstanbul’a gelmişti. Belki aylarca işsiz kalmıştı. Nihayet tehlikeli, ağır ve sigortasız da olsa bir tersanede işe başlamıştı. Neredeyse her gün ölümlü iş kazalarının yaşandığını bilmiyor muydu Onur? Tuzla tersaneler cehenneminde çalışan 50 binin üzerindeki her işçi gibi Onur da, elbette ki biliyordu bunu. Ama her işçi gibi Onur da işsizliğin ve açlığın ne olduğunu çok iyi biliyordu. Bir gün hiçbir tedbir alınmamış o iskeleden düşüp öleceğini bilerek her gün o iskeleye yeniden çıkıyordu.
Onur’un yaşlarındaki burjuva çocukları en iyi üniversitelerde okuyup dünyanın bütün nimetlerinden faydalanırken, Onur gibi milyonlarca işçi çocuğu üniversiteye gidebilmenin hayalini bile kuramıyor. Peki Onur’un hiç mi hayali yoktu? Milyonlarca genç işçinin olduğu gibi, elbette Onur’un da birçok hayali vardı. Belki çok sevdiği bir sevgilisi vardı. Belki pazar günleri bile çalıştıklarından ve parasızlıktan, bir kere olsun sinemaya, tiyatroya gidemediler.
Tuzla tersanelerinde çalışan 50 bin işçi, diğer sektörlerde çalışan milyonlarca işçi gibi örgütsüz, bilinçsiz ve dağınık olduğu için çaresiz durumda. Her gün kelle koltukta ölümle burun buruna çalışan milyonlarca işçi bir gün güçlerinin farkına vardıklarında her şey değişecek. Ama bunun için örgütlenmek, örgütlerimize sahip çıkmak ve mücadeleyi yükseltmek gerekiyor. Yaşanabilir bir dünya, ancak kapitalizme son vermekle mümkündür. İşte o zaman iş cinayetleri yaşanmayacak, ne işsizlik korkusu olacak ne de yaşamak için yeni canlar vermek zorunda kalacağız.
Son Eklenenler
- رسانه های بورژوازی ادعا می کنند که ویروس کرونا هیچ تبعیضی بین ثروتمندان و فقرا نمی گذارد. آنها این ایده را تبلیغ می کنند که همه گیری دارای طبیعت فوق طبقه ای است. برای این منظور ، آنها به عمد برخی از افراد مشهور را به عنوان افراد مبتلا به کوید نوزده...
- ميادين خالی است ، خيابان ها ساکت هستند ... تصويری از متروک شدگی ، بزرگترين شهرهای جهان را تحت الشعاع قرار می دهد! در بسياری از کشورها شاهد اعلام وضعيت اضطراری هستيم. همراه با اعلاميه های "ما با ويروس کرونا در حال جنگ هستيم" آنها اعلام می کنند : "...
- ما عمیقاً از شنیدن خبر غیرمنتظرۀ قتل شاهرخ زمانی، فعال کارگری سوسیالیست در روز ۱۳ سپتامبر در زندان رجایی شهر کرج به دست رژیم ایران متأسف شدیم. در این جا به خانواده و رفقای او تسلیت می گوییم و باری دیگر رژیم اسلامی ایران را که مستقیماً مسئول مرگ او...
- روز ۲۹ ژانویه، هزاران نفر از کارگران فلزکار اعتصاب خود را علیه اتحادیۀ کارفرمایان MESS (اتحادیۀ صنعتگران فلزکار) آغاز نمودند. این اعتصاب را «اتحادیۀ کارگران متحد فلزکار» (Birleşik Metal-İş ) سازماندهی کرد که شاخۀ وابستۀ DİSK (کنفدراسیون اتحادیه های...
- معلمان از طریق کانون صنفی خود جهت کسب بخشی از مطالبات خود و همچنین اعتراض به حقوق پایمال شده دانش آموزان و خانواده ها از طریق حمله خصوصی سازی به آموزش و بهداشت رایگان که کل جامعه بخصوص طبقه کارگر و زحمتکشان را هدف ستم و بهره کشی مضاعف قرار داده است...
- بهنام ابراهیم زاده، فعال کارگری ایرانی و عضو کمیتۀ پیگیری ایجاد تشکل های کارگری و همچنین فعال حقوق کودک، در تاریخ سوم دسامبر اعتصاب غذای خود را آغاز کرد. او به 5 سال زندان محکوم شده و از ژوئن سال 2010 به این سو در حبس بوده است. در تاریخ 3 دسامبر،...
- کارگران، برادران و خواهران! ما کارگرانی هستیم که روز و شب با مشقت کار می کنیم، تمام ثروت ها را ما تولید می کنیم. همه چیز روی دستان خود ما بنا می شود. ما کسانی هستیم که آسمان خراش ها را بالا می بریم، تونل ها را باز می کنیم، و سینۀ معادن زغال را می...
- همانطور که مستحضر هستید اعتصاب کارگران معدن سنگ اهن بافق وارد فاز جدیدی از مبارزه شده است ودر روزهای گذشته کارفرما و حامیان سرمایه در معدن سنگ اهن بافق یک بار دیگر با دسیسه چینی ،پرونده سازی ،تهدید وصادر کردن قرار بازداشت دهها نفر از کارگران معترض...
- ما کارگران و نمایندگان کارگری که هم اکنون به دلیل فعالیت های کارگری و اقدام در جهت ایجاد تشکل های مستقل کارگری توسط جمهوری اسلامی دستگیر و به دنبال اتهامات ساختگی و ضد کارگری زندانی شده ایم می دانیم که حکومت های سرمایه داری در تمامی جهان علیه...
- در پاسخ به فراخوان اتحادیه های کارگری برزیل کارگران مبارز و آگاه اعتصاب کننده در برزیل، اتحادیه¬های کارگری متعهد و مسئول به جنبش کارگری در برزیل سندیکاهای رشته های آموزش، بهداشت، زمین¬های کشاورزی و خانه
- روز سیزدهم ماه مه، نظام استثمار و بهره کشی سرمایه داری، جان قریب به 300 کارگر معدن زغال سنگ را گرفت و نام آن را «حادثۀ» سوما، شهری در غرب ترکیه، گذاشت. امروز هنوز تعداد نامعلومی از کارگران در زیر آوار به دام افتاده اند. این کشتار، بزرگترین «حادثۀ...
- کارگران و مردم آزادیخواه ترکیه، وقتی خبر کشته شدن معدنچیان سوما در استان مانیسا را بر اثر انفجار معدن سوما در تاریخ 13/5/2014 شنیدیم با دل و جان منقلب شده، گریستیم ، یکبار دیگر سرمایه داران جان صدها کارگر ( تا کنون 300 نفر) را گرفتند.
- در تاریخ ۲۸ فروردین ۱۳۹۳ زندانیان سیاسی و کارگری بند ۳۵۰ اوین به طور ددمنشانهای مورد ضرب و شتم قرار گرفتند. غلامحسین اسماعیلی رئیس سازمان زندانها یکی از جنایتکاران اصلی نیز اراجیفی در جهت تکذیب ضرب و شتم زندانیان که به هیچ عنوان پنهان کردنی نیست...