You are here
Asgari Ücret Zammından Sonra…
İstanbul’dan tekstil işçisi bir kadın

Merhaba arkadaşlar. Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete yalnızca yüzde 30 oranında zam gelmesi işyerinde büyük bir şok ve beraberinde öfke yarattı. TÜİK enflasyonunun bile yüzde 47 oranında açıklanması, ev kiralarının 20 bin liradan başlaması ve asgari ücrete artık yılda bir kere zam yapılıyor olması işçi arkadaşlarda çok düşük oranda zam yapılmayacağı beklentisi yaratmıştı. Çünkü gerçekten artık hiçbirimiz geçinemiyoruz, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Fazla mesai yapmamız da geçinmemize yetmiyor. Üstelik bizim fabrikada ortalama ücretler asgari ücretin yüzde 40 kadar üzerinde… Zam yapıldığında ise asgari ücrete yapılan oran kadar zam yapılıyor.
Hangi partiye oy vermiş olursa olsun açıklanan asgari ücretin işçi arkadaşlarda yarattığı hayal kırıklığı ve tepki çok benzer. Size asgari ücretin açıklandığı gecenin sabahında serviste başlayan, işyerinde molalarda devam eden konuşmalardan bazılarını aktarmak istiyorum. Servise bindiğimde arkadaşlar zaten hararetli bir konuşmanın içindeydiler.
İki küçük çocuğu olduğunu bildiğim genç işçilerden biri şöyle diyordu:
- Kiralık ev bakıyorum, 20 bin liradan aşağı ev yok. Bu ücretle ben nasıl taşınayım? Akşam zammı öğrenince o kadar üzüldüm ve sinirlendim ki sigara yaktım. Sigara içtiğimi gören 7 yaşındaki oğlum “baba, hani sen sigarayı bırakacaktın?” dedi. O kadar dertliyim ki küçücük çocukla konuşuyorum artık… “Oğlum nasıl bırakayım, her şey almış başını gidiyor, bize zam da vermediler” dedim. Çocuk bana “baba üzülme, ablam da işe girer, ben de işe girerim, üç tane maaş alırsak geçiniriz” dedi. O kadar kötü oldum ki… Onlar da üzülmesin diye, konuyu kapattım, çocukları yatırdım ama sonra sabaha kadar uyuyamadım.
Diğer arkadaşlar da Mecliste bedavadan yiyen içen, lüks bir yaşam süren tuzu kuru milletvekillerine sitem ettiler, “çıkar telefonunu” diyenlere veryansın ettiler. Yol boyunca bu konuşmalar sürdü. Onlarca servisin hemen hemen aynı dakikalarda fabrika önünde indirdiği yüzlerce işçi düşünün… Servisten indiğimde deyim yerindeyse herkesin düğmesine basılmış gibiydi, insanlar öbek öbek toplanmış, hararetli hararetli konuşuyorlardı. İşbaşı yapmadan önce çay içecek kadar zamanımız olduğu için birlikte çay içtiğimiz alana geçtim. Orada da benzer konuşmalar yapılıyordu:
- Gördün mü reisin yaptığını? Bu reis artık benim reisim değil.
- Hadi zammı geçtim, bari her şeye zam yapmasınlar artık.
- Sen görürsün ne olacağını. Daha yılbaşı gelmeden zamlar başladı bile.
- Yılbaşından sonra çocuğun servisine zam gelecek, ben nasıl ödeyeceğim servis parasını? Yapılacak zamma güveniyordum.
- Geçen sene ev sahibi fazla zam yapmak istedi. “Bu sene idare et, seneye iyi bir zam yaparım” dedim. Ne yapacağım şimdi? Kesin bana çık diyecek, ben de çıkamayacağım, mahkemelik olacağız. Sonra da bu psikolojiyle bizden performans beklerler iş çıkarırken. Ne doğru düzgün ücret veriyorlar, ne bir güler yüz gösteriyorlar. Akşama kadar çalışıyoruz, koskoca işyerinde bize sadece kart okuttuğumuz makine teşekkür ediyor.
- Artık gider dileniriz sokaklarda.
- Ne yapalım, isyan mı edelim? İsyan etsek kafamıza vururlar.
- Bıçak kemiğe dayandı, sanki şimdi vurmuyorlar mı kafamıza? Fare gibi üfleyerek kemiriyorlar bizi. Yavaş yavaş öleceğimize onurumuzla ölürüz en azından.
Hararetli konuşmaların arasında işbaşı zili çaldı ve dağıldık. 10 çayında yine bir araya geldik, konuşmalar kaldığı yerden devam etti. Bu kez başka bir grubun olduğu masaya geçtim.
- Faşist bu hükümet, faşist. Bakanlarından, milletvekillerinden patronlara hepsi danışıklı dövüş içinde. Hem doğru düzgün zam yapılmadı, hem de işçi çıkartıyorlar. Bu zammı öğrendik ya hepimiz sabah gelip şalteri kapatacaktık aslında.
- Zaten işçi çıkartıyorlar. Madem öyle bu kadar düşük ücretle çalışacağımıza versinler tazminatımızı, bizi de çıkarsınlar.
Bu ve benzeri konuşmaların üzerine ben de şunları söyledim:
- Arkadaşlar, sadece şikâyet ederek bir yere varamayız. İşten çıkmamız da çözüm değil çünkü düşük ücret dayatmasıyla her yerde karşılaşacağız. Asgari ücrete bu kadar düşük zam yapılmışken başka yerlerde yüksek zam beklemiyoruz herhalde. Tek çaremiz sesimizi çıkarmak… Ama bunun için birlik olmamız gerekiyor. Baksanıza bu işyerinde bile birlik değiliz. Zam dönemlerinde bir hafta hararetleniyoruz, sesimizi yükseltiyoruz ama örgütsüz bir şekilde yapıyoruz bunu. Sonra patronun istediği oluyor ve biz fazla mesailerle geçinmeye çalışıyoruz.
Evet arkadaşlar, özetle işyerindeki tepkiler bu şekilde. Artık insanlarda sabır kalmadığını, iktidara yönelik tepkinin arttığını görüyorum. Ama her zaman söylediğimiz gibi bu kadarı yeterli değil. Tepkimizin harekete dönüşmesi lazım. Birlik olmazsak, örgütlenmezsek patronların ve iktidarın saldırılarına dur diyemeyiz.
Son Eklenenler
- رسانه های بورژوازی ادعا می کنند که ویروس کرونا هیچ تبعیضی بین ثروتمندان و فقرا نمی گذارد. آنها این ایده را تبلیغ می کنند که همه گیری دارای طبیعت فوق طبقه ای است. برای این منظور ، آنها به عمد برخی از افراد مشهور را به عنوان افراد مبتلا به کوید نوزده...
- ميادين خالی است ، خيابان ها ساکت هستند ... تصويری از متروک شدگی ، بزرگترين شهرهای جهان را تحت الشعاع قرار می دهد! در بسياری از کشورها شاهد اعلام وضعيت اضطراری هستيم. همراه با اعلاميه های "ما با ويروس کرونا در حال جنگ هستيم" آنها اعلام می کنند : "...
- ما عمیقاً از شنیدن خبر غیرمنتظرۀ قتل شاهرخ زمانی، فعال کارگری سوسیالیست در روز ۱۳ سپتامبر در زندان رجایی شهر کرج به دست رژیم ایران متأسف شدیم. در این جا به خانواده و رفقای او تسلیت می گوییم و باری دیگر رژیم اسلامی ایران را که مستقیماً مسئول مرگ او...
- روز ۲۹ ژانویه، هزاران نفر از کارگران فلزکار اعتصاب خود را علیه اتحادیۀ کارفرمایان MESS (اتحادیۀ صنعتگران فلزکار) آغاز نمودند. این اعتصاب را «اتحادیۀ کارگران متحد فلزکار» (Birleşik Metal-İş ) سازماندهی کرد که شاخۀ وابستۀ DİSK (کنفدراسیون اتحادیه های...
- معلمان از طریق کانون صنفی خود جهت کسب بخشی از مطالبات خود و همچنین اعتراض به حقوق پایمال شده دانش آموزان و خانواده ها از طریق حمله خصوصی سازی به آموزش و بهداشت رایگان که کل جامعه بخصوص طبقه کارگر و زحمتکشان را هدف ستم و بهره کشی مضاعف قرار داده است...
- بهنام ابراهیم زاده، فعال کارگری ایرانی و عضو کمیتۀ پیگیری ایجاد تشکل های کارگری و همچنین فعال حقوق کودک، در تاریخ سوم دسامبر اعتصاب غذای خود را آغاز کرد. او به 5 سال زندان محکوم شده و از ژوئن سال 2010 به این سو در حبس بوده است. در تاریخ 3 دسامبر،...
- کارگران، برادران و خواهران! ما کارگرانی هستیم که روز و شب با مشقت کار می کنیم، تمام ثروت ها را ما تولید می کنیم. همه چیز روی دستان خود ما بنا می شود. ما کسانی هستیم که آسمان خراش ها را بالا می بریم، تونل ها را باز می کنیم، و سینۀ معادن زغال را می...
- همانطور که مستحضر هستید اعتصاب کارگران معدن سنگ اهن بافق وارد فاز جدیدی از مبارزه شده است ودر روزهای گذشته کارفرما و حامیان سرمایه در معدن سنگ اهن بافق یک بار دیگر با دسیسه چینی ،پرونده سازی ،تهدید وصادر کردن قرار بازداشت دهها نفر از کارگران معترض...
- ما کارگران و نمایندگان کارگری که هم اکنون به دلیل فعالیت های کارگری و اقدام در جهت ایجاد تشکل های مستقل کارگری توسط جمهوری اسلامی دستگیر و به دنبال اتهامات ساختگی و ضد کارگری زندانی شده ایم می دانیم که حکومت های سرمایه داری در تمامی جهان علیه...
- در پاسخ به فراخوان اتحادیه های کارگری برزیل کارگران مبارز و آگاه اعتصاب کننده در برزیل، اتحادیه¬های کارگری متعهد و مسئول به جنبش کارگری در برزیل سندیکاهای رشته های آموزش، بهداشت، زمین¬های کشاورزی و خانه
- روز سیزدهم ماه مه، نظام استثمار و بهره کشی سرمایه داری، جان قریب به 300 کارگر معدن زغال سنگ را گرفت و نام آن را «حادثۀ» سوما، شهری در غرب ترکیه، گذاشت. امروز هنوز تعداد نامعلومی از کارگران در زیر آوار به دام افتاده اند. این کشتار، بزرگترین «حادثۀ...
- کارگران و مردم آزادیخواه ترکیه، وقتی خبر کشته شدن معدنچیان سوما در استان مانیسا را بر اثر انفجار معدن سوما در تاریخ 13/5/2014 شنیدیم با دل و جان منقلب شده، گریستیم ، یکبار دیگر سرمایه داران جان صدها کارگر ( تا کنون 300 نفر) را گرفتند.
- در تاریخ ۲۸ فروردین ۱۳۹۳ زندانیان سیاسی و کارگری بند ۳۵۰ اوین به طور ددمنشانهای مورد ضرب و شتم قرار گرفتند. غلامحسین اسماعیلی رئیس سازمان زندانها یکی از جنایتکاران اصلی نیز اراجیفی در جهت تکذیب ضرب و شتم زندانیان که به هیچ عنوان پنهان کردنی نیست...