You are here
Oryantal Tütün Grevcilerinin Anlattıkları
İzmir’den UİD-DER’li bir emekçi

Oryantal Tütün fabrikası, dışarıdan bakıldığında devasa büyüklükte ve her yanı kapalı bir kale görünümünde. Fabrika Torbalı çıkışında Kemalpaşa yolu üzerinde bulunuyor. Arka tarafı neredeyse tamamen zeytinliktir ve yemyeşildir. Yolun karşı tarafıysa ağırlıkta tarım yapılan arazilerdir. İşte bu dört yanı yemyeşil fabrikada Oryantal işçileri tütün tozu içerisinde, adata gün ortasında kör karanlıkta çalışmaya mahkûm ediliyorlar. 2013’te üretime başlayan fabrikada işçilerin sağlıklı nefes alabilecekleri bir havalandırma taktırmamış yerli ve yabancı ortaklı patronlar. Grevci işçiler patronun İzmir’in farklı yerlerindeki depoları önünde de grev gözcüsü olarak işbölümü yapmışlar. Özetle grevi kırmak için her türlü hilebazlığa başvurabileceğini bilerek, patrona güven olmaz diyorlar.
İşçilerin greve çıkmalarının başlıca nedeni yüzde 130 zam talepleri. İkinci talepleri sosyal haklarının iyileştirilmesi. Üçüncü talepleri fabrikaya havalandırma takılması. Dördüncü talepleri ise bir daha fabrikaya taşeron şirketlerin sokulmaması.
Grev çadırının önünde yaptığımız sohbette işçilerin anlattıklarına geleyim. İşyeri temsilcisi kadın işçi şunları anlatıyor özetle: “Fabrikada 800’den fazla işçi çalışıyor. Hemen hemen yarısı kadın, yarısı erkektir. Fabrikanın adı Oryantal Tütün Paketleme. Ne paketlemesi? Biz tütün üretimi yapıyoruz. Ben 20 senedir bu fabrikada çalışıyorum. Önceleri 7 ay çalışıyorduk. Aldığımız o 7 aylık ücretlerden arttırabiliyorduk. Çalışmadığımız aylarda bizi idare ediyordu. Şimdi 11 ay çalışıyoruz. Aldığımız ücretle ne ayın sonu, 10 gün bile idare edemiyoruz. Ücretlerimiz çok düşük. Bu nedenle yüzde 130 zam istiyoruz. Sosyal haklarımızın da iyileştirilmesini istiyoruz. Bir de yıllardır istediğimiz halde, fabrikaya havalandırma takılmadı. Havalandırma takılmasını istiyoruz. Fabrikada bizi çalışırken görseniz şaşırırsınız. Yüzümüzü toz kaplıyor. Maske takıyoruz. Ama hiçbir faydası olmuyor. Tütünün tozları ciğerlerimize doluyor. Yaşadığımız zorluklar anlatmakla bitmez. Bir havalandırmayı çok görüyor patronlarımız bize.”
Erkek işçilerden biri, “anlatacak o kadar çok sorunumuz var ki. Ben sadece toplu sözleşmede talep ettiğimiz yüzde 130 zammın altında bir sözleşmeyi kabul etmediğimizi söylüyorum. Diğer sorunları kadın arkadaşlar daha iyi anlatıyorlar. Onlar anlatsınlar” diyerek kadın işçileri gösteriyor.
Kadın grevcilerden bir diğeri anlatıyor: “Ben de 20 senedir bu fabrikada çalışıyorum. Eşim de şoförlük yapıyor. Tüp bebek yöntemiyle olan oğlum şimdi 11 yaşında. Ben çocuğum daha küçücükken evde yalnız bırakarak çalışmaya geliyordum. Arkadaşlar nasıl zor koşullarda çalıştığımızı anlattılar. Dudağımdaki yaralar uçuk değil. Çalışırken çıkan yaralardır. Gözlerimiz hep kızarıyor tütün tozundan. Havalandırma takılmasını istiyoruz. Zaten çalışırken canımız çıkıyor.”
Bir diğer kadın grevci, “ben 1994 yılında bu fabrikada çalışmaya başladım. Fabrika önceden Çiğli’deydi işe başladığımda. Ama emekli olamıyorum. Çünkü yılım olsa da, günlerim eksik. Önceden senede 3 ay çalışıyorduk. İş durduğunda sigortamız da duruyordu. Günlerimi doldurup emekli olmak için hâlâ çalışıyorum” diyerek acı bir tebessümle gülümsüyor.
Yine bir kadın grevci, “ben de 20 senedir bu fabrikada çalışıyorum. Tütünün tozu, kiri, pisinin yanında bir de sağ omzumda üç ayrı yırtık oluştu çalışmaktan. Sağ kolum yukarı kalkmıyor. Doktor ‘sen bu kolla çalışamazsın. Ama kolunu dondurursak hiç çalışamazsın’ diyor. Çalışmazsam ne yaparım, nasıl geçiniriz? Çalışmak zorundayım. Haklarımızı versinler. Havalandırma taktırsınlar fabrikaya” diyor, gözlerinden belli olan kolunun ağrısıyla.
Grevci kadın işçilerden birinin minik oğlu Miraç da annesiyle birlikte grev yerinde. Minik Miraç’ın babası da annesine ve diğer işçi kardeşlerine destek vermek ve dayanışma içinde olmak için grevci işçilerin yanında. Minik Miraç’ın annesi “hakkımızı istiyoruz. Aldığımız ücret çok az. Gerçekten hiçbir ihtiyacımızı karşılamıyor. Küçücük çocuğumu bırakarak çalışmaya geliyorum” derken gözleriyle de grev alanında ve çadırın içinde sürekli hareket halinde olan minik Miraç’ı kolluyor.
Kadın ve erkek diğer grevci işçilerin anlattıkları benzer. Kadın işçilerden biri 4 yaşında olan ikinci çocuğu için grevci arkadaşlarından izin alarak benimle birlikte Torbalı’ya döndü. Grev pankartı önünde toplu fotoğrafın ve yazının nerede yayınlanacağını sordu. Telefonunda interneti olmadığı için başımdaki UİD-DER şapkamın resmini çekmesini önerdim. Resim çekti. UİD-DER ismini tekrardan söyledim. Takip edeceğini söyledi.
Grevci işçilerin anlattıklarını dinlerken sanki Necati Cumalı’nın Tütün Zamanı / Acı Tütün kitabının sayfalarının arasından çıkagelmiş Ferit ve Binnaz gibiydi işçiler. Her biri başka bir insan ve o acı tütünün tozu hepsinin ciğerlerini tıka basa doldurmuş. Gözlerinin beyazı kızarık, dudaklarında yaralar var. Tırnaklarının arası simsiyah, parmakları ve elleri metal işçisi gibi nasırlanmış. Ama hiçbirinin gözlerinde umutsuzluğun zerresi yoktu. Hele grev halayına durduklarında dillerinden dökülen mücadele ezgileri eşliğinde taleplerini haykırıyorlardı. “Biz haklıyız, biz kazanacağız” diye haykırıyorlardı hep birlikte. Evet, grev ve direnişler işçi sınıfının okuludur. Greve ve direnişe çıkan işçiler, asla aynı eski işçiler olarak dönmüyorlar fabrikalara.
Son Eklenenler
- رسانه های بورژوازی ادعا می کنند که ویروس کرونا هیچ تبعیضی بین ثروتمندان و فقرا نمی گذارد. آنها این ایده را تبلیغ می کنند که همه گیری دارای طبیعت فوق طبقه ای است. برای این منظور ، آنها به عمد برخی از افراد مشهور را به عنوان افراد مبتلا به کوید نوزده...
- ميادين خالی است ، خيابان ها ساکت هستند ... تصويری از متروک شدگی ، بزرگترين شهرهای جهان را تحت الشعاع قرار می دهد! در بسياری از کشورها شاهد اعلام وضعيت اضطراری هستيم. همراه با اعلاميه های "ما با ويروس کرونا در حال جنگ هستيم" آنها اعلام می کنند : "...
- ما عمیقاً از شنیدن خبر غیرمنتظرۀ قتل شاهرخ زمانی، فعال کارگری سوسیالیست در روز ۱۳ سپتامبر در زندان رجایی شهر کرج به دست رژیم ایران متأسف شدیم. در این جا به خانواده و رفقای او تسلیت می گوییم و باری دیگر رژیم اسلامی ایران را که مستقیماً مسئول مرگ او...
- روز ۲۹ ژانویه، هزاران نفر از کارگران فلزکار اعتصاب خود را علیه اتحادیۀ کارفرمایان MESS (اتحادیۀ صنعتگران فلزکار) آغاز نمودند. این اعتصاب را «اتحادیۀ کارگران متحد فلزکار» (Birleşik Metal-İş ) سازماندهی کرد که شاخۀ وابستۀ DİSK (کنفدراسیون اتحادیه های...
- معلمان از طریق کانون صنفی خود جهت کسب بخشی از مطالبات خود و همچنین اعتراض به حقوق پایمال شده دانش آموزان و خانواده ها از طریق حمله خصوصی سازی به آموزش و بهداشت رایگان که کل جامعه بخصوص طبقه کارگر و زحمتکشان را هدف ستم و بهره کشی مضاعف قرار داده است...
- بهنام ابراهیم زاده، فعال کارگری ایرانی و عضو کمیتۀ پیگیری ایجاد تشکل های کارگری و همچنین فعال حقوق کودک، در تاریخ سوم دسامبر اعتصاب غذای خود را آغاز کرد. او به 5 سال زندان محکوم شده و از ژوئن سال 2010 به این سو در حبس بوده است. در تاریخ 3 دسامبر،...
- کارگران، برادران و خواهران! ما کارگرانی هستیم که روز و شب با مشقت کار می کنیم، تمام ثروت ها را ما تولید می کنیم. همه چیز روی دستان خود ما بنا می شود. ما کسانی هستیم که آسمان خراش ها را بالا می بریم، تونل ها را باز می کنیم، و سینۀ معادن زغال را می...
- همانطور که مستحضر هستید اعتصاب کارگران معدن سنگ اهن بافق وارد فاز جدیدی از مبارزه شده است ودر روزهای گذشته کارفرما و حامیان سرمایه در معدن سنگ اهن بافق یک بار دیگر با دسیسه چینی ،پرونده سازی ،تهدید وصادر کردن قرار بازداشت دهها نفر از کارگران معترض...
- ما کارگران و نمایندگان کارگری که هم اکنون به دلیل فعالیت های کارگری و اقدام در جهت ایجاد تشکل های مستقل کارگری توسط جمهوری اسلامی دستگیر و به دنبال اتهامات ساختگی و ضد کارگری زندانی شده ایم می دانیم که حکومت های سرمایه داری در تمامی جهان علیه...
- در پاسخ به فراخوان اتحادیه های کارگری برزیل کارگران مبارز و آگاه اعتصاب کننده در برزیل، اتحادیه¬های کارگری متعهد و مسئول به جنبش کارگری در برزیل سندیکاهای رشته های آموزش، بهداشت، زمین¬های کشاورزی و خانه
- روز سیزدهم ماه مه، نظام استثمار و بهره کشی سرمایه داری، جان قریب به 300 کارگر معدن زغال سنگ را گرفت و نام آن را «حادثۀ» سوما، شهری در غرب ترکیه، گذاشت. امروز هنوز تعداد نامعلومی از کارگران در زیر آوار به دام افتاده اند. این کشتار، بزرگترین «حادثۀ...
- کارگران و مردم آزادیخواه ترکیه، وقتی خبر کشته شدن معدنچیان سوما در استان مانیسا را بر اثر انفجار معدن سوما در تاریخ 13/5/2014 شنیدیم با دل و جان منقلب شده، گریستیم ، یکبار دیگر سرمایه داران جان صدها کارگر ( تا کنون 300 نفر) را گرفتند.
- در تاریخ ۲۸ فروردین ۱۳۹۳ زندانیان سیاسی و کارگری بند ۳۵۰ اوین به طور ددمنشانهای مورد ضرب و شتم قرار گرفتند. غلامحسین اسماعیلی رئیس سازمان زندانها یکی از جنایتکاران اصلی نیز اراجیفی در جهت تکذیب ضرب و شتم زندانیان که به هیچ عنوان پنهان کردنی نیست...